Kepez Mutlu Son

Kepez Mutlu Son

Kim bilir, ama Leticia’dan sonrasında biraz bencilliği hak ediyordu. Elbette, hak etmeliydi. Öte taraftan, evlilik birkaç fayda getirebilirdi. Kepez Mutlu Son Miranda’yı planladığınde bile içi hop ediyordu. Yatakta. Onun kollarında. Ve sonra geleceğin neler getirebileceğini hayal etmeye başlıyordu. Miranda. Gene yatakta. Sonra yine yatakta. Yine yatakta. Ve gene –Kepez Mutlu Son  Kim düşünebilirdi ki? Miranda. Evlilik. Miranda ile evlilik. İçkisinin kalanını yudumlarken düşündü, onu öyle çok beğeniyordu ki.

Onunla sohbet etmek, sezonda bulunan öteki tüm kadınların hepsinden daha ilginç ve daha eğlenceliydi. Eğer insan bir eşi olsun istese, bu pekâlâ Miranda olabilirdi. Bu duruma son aşama romantik bir beklenti içinde yaklaşmadığını anladı. Düşünmek için daha çok zamana ihtiyacı olacaktı. Belki de yatmalı ve sabaha kadar zihninin berraklaşacağını ümit etmeliydi. Derin bir iç çekti, bardağını masaya geri koydu ve ayağa kalktı, sonrasında tekrar düşündü ve bardağını tekrar eline aldı.

Kepez Mutlu Son

Bir brendi daha iyi gelebilirdi. Ertesi sabah uyandığında, Turner’ın kafası zonkluyordu ve zihni de önceki gece olduğundan daha iyi durumda değildi. Kepez Mutlu Son Kuşkusuz hâlâ Miranda ile evlenmeyi planlıyordu – bir centilmen asil bir bayanla, yapmış olduklarının bedelini ödemeden uzlaşamazdı. Fakat Turner bu acil etme duygusundan nefret ediyordu. Bu kargaşaya tümüyle kendisinin sebep olması durumu hafifletmiyordu. Her şeyi kendini tatmin edecek şekilde sıraya koyduğunu hissetmeye ihtiyacı vardı. İşte bu nedenle, kahvaltı için aşağıya indiğinde, arkadaşı Lord Harry Winthrop’tan aldığı mektup çok hoşuna gitti. Harry, şehir’te biraz arazi almayı düşünüyordu. Acaba Turner araziye bakıp fikrini söylemek ister miydi?

Turner, bir saate kalmadan hazırlanıp aşağı inmişti. Sadece birkaç günlüğüne gidiyordu. Geri döndüğünde Miranda ile ilgilenecekti. *** Miranda, Turner partiden erken ayrıldığı için çok fazla üzülmemişti. Yapabilseydi, o da aynısını yapardı. Hem, onun yokluğunda daha net düşünebiliyordu. Gerçekte tartışacak çok şey olmamasına karşın – yetiştirilişinin tüm değerlerine ters bir davranışta bulunmuştu ve eğer bu durumda Turner ile evlenmezse sonsuza dek lanetlenecekti -en azından birazcık da olsa duygularının kontrolü altında bulunduğunu duymak bir ölçüde rahatlatıcıydı. Birkaç gün sonra Londra’ya döndüklerinde, Miranda bir an önce Turner’ı görmek istemişti. Miranda, onu evliliğe zorlamayı istememişti ama bir centilmen centilmen, bir leydi de leydi idi. Bu tarz