Kepez Mutlu Son Masaj Hizmetleri
Kepez Mutlu Son
Kepez Mutlu Son Richard’ın dindarlığı birçok kez erkeklerle ilişkisini bitirme kararı almasına sebep olmuştu. Ağır şekilde hasta düştüğü vakit, şayet hayatta kalırsa “daha dindar” bir yaşam süreceğine söz vermişti. Kral hayatta kaldı fakat saslınü tutup tutmadığını bilmiyoruz. Meşru çocuğu olmadan öldü ve ardında çoğu kimsenin hiç “evlenmediler” dediği bir hanım bıraktı. [67] Onca riske rağmen erkekler arasında sadık ilişkiler yaygındı, minimumından okur yazarlar arasında. Bu ilişkilerin çoğu, bir noktada seks yer ediniyor olmalıydı.
Şövalyeler, aristokratlar ve özellikle din adamları erkek sevgililere olan yoğun tutkularının, çoğu zaman yan yana yakılmayla neticelanan ilişkilerinin kanıtlarını bırakmışlardır arkalarında. Charlemagne’in Sarayı’nda yaşayan Alcuin (735–804 dolayları) adındaki bir keşiş-âlimin piskopos sevgilisine gönderdiği mektup, bu ilişkilerin kimi zaman ne denli yoğun olduğunu gözler önüne seriyor: O tatlı anılarla sevginizi ve dostluğunuzu düşünüyorum, saygıkıymet piskopos. Tatlı boynunuzu arzularımın parmaklarıyla kavrayacağım o güzel anı özlüyorum. Heyhat, keşke elimden gelseydi de, Habakkuk şeklinde yanınızda olabilseydim.
Kepez Mutlu Son
Kepez Mutlu Son Iyi mi da kucağınıza atılırdım… dudaklarımla yalnızca gözlerinizi, kulaklarınızı ve ağzınızı değil, her bir parmağınızı, ayak parmaklarınızı… bir defa değil defalarca iyi mi da öperdim. Bu uzun mektup alışılmadık derecede erotik olsa da böyle ilişkiler yaşayan erkekler arasındaki yakınlığı yansıtmaktadır. Bu erkeklerin en azından bazılarının cinsel özlemlerinin giderildiğini farz edersek -ki etmeliyiz- şunu sormamız gerekir: Samimi eşcinsel ilişkilere ne ölçüde hoşgörü gösteriliyordu? Sevgi bir şeydi, livata başka bir şey. Eğer Rialto’daki erkek fahişeler yakılarak öldürüldüyse ve diğer Avrupalı livatacılar lime lime edildiyse, vakitında erkekler içinde uzun vadeli gönül ilişkilerine müsaade edilmiş olabilir miydi? Cevabımız çelişkili bir halde evettir.
Kabaca 13. Yüzyıla kadar uzanan dönemde, Akdeniz’deki kiliselerde erkekler arasında birleşme törenleri düzenleniyordu. Bu birliktelikler, erkeklerle kadınların evlilik törenlerindeki aynı dualar ve ritüellerle papazlar tarafından kutsanıyordu. Törenler cinsellikten ziyade sevgiye ve kişisel sadakate vurgu yapıyordu ama elbette herkes saf değildi. Bu şekilde birleşen çiftler de heteroseksüel emsalleri benzer biçimde büyük olasılıkla sex yapıyorlardı. Her halükarda erkek-adama evlilik törenlerinin yasak seksle yakın bağı sonucunda göz ardı edilemeyecek bir noktaya varınca, daha sert livata yasaları yürürlüğe sokuldu. Kimi zaman “manevi kardeşlik” olarak adlandırılan aynı cinsiyetlerin eşiyle olan evliliği, ilgili erkekler arasında feshedilemez bağlar tesis ediyordu.
Son yorumlar