Kepez Mutlu Sonlu Masöz

Nate, “Ne bileyim ben” demişti. Sonrasında plastik gö zü tabağının kenarına koymuştu. Bir sü re sonrasında Chris uzanıp gö zü oradan almış ve alnının tam ortasına yapıştırmıştı. Sonrasında Kepez Mutlu Sonlu Masöz da, pek acıklı bir sesle, “Laredo Sokakları” şarkısını sö ylemeye başlamıştı. Kızlar onu pek komik bulmuşlardı. O gü nden sonra Nate yukarıdan bir şey almak için ne vakit bodrumdan çıksa, çoğu kez Chris’i oturma odasında Elizabeth’le içki içerken bulmuştu.

Odanın başka başka kö şelerinde oturuyorlar ve pek az konuşuyorlardı. Nate her seferinde kendine de bir içki alıp onlara katılmıştı. Arkadaş canlısı olduğu için, bö yle fırsatları kaçırmazdı. Sadece, bir şey aklım kurcalıyordu: Evet, doğru, Elizabeth kimsesiz ö rdekleri yemeğe çağırmaya bayılırdı ama, içki içmeye çağırdıkları çoğunlukla mü zede durumu kendisine eşit veya daha yü ksek olanlardı. Chris ise bu kategorilerden hiçbirine uymuyordu. Nate’in anlamış olduğı kadarıyla, hayvan postlarının içini dolduran bir sanatçıydı o; ö lü baykuşların gö klere çıkarılan koruyucusu! Kısacası, bir teknisyendi, yö netici değildi.

Kepez Mutlu Sonlu Masöz

Elbette Elizabeth’le Chris birbirlerine aşık da olabilirlerdi; Nate bu olasılığı da gö zardı etmiyordu. Hem, Elizabeth’in yaşamındaki ilk aşık da Chris değildi. Şu var ki, Elizabeth o gü ne kadar kiminle kırıştırdıysa Nate’e sö ylemişti. Er yahut geç. Nate ö nce Elizabeth’iri kendisine sö ylemesini bekleyecek, sadece ondan sonrasında Chris’le ilişkisi olduğuna inanacak. Araları pek iyi olmasa bile söyleyebilir. Nate iki bira açıyor, birlikte mutfak masasının başına oturuyorlar. Nate, “Bardak ister miydin?”  diye  soruyor.  Chris,  “I˙stemem”  diyor.  “fakat  istediğim  başka  bir  şey  var:  birlikte benim eve gidip bir el satranç oynayalım istiyorum.”

Nate buna birazcık şaşırıyor. “ama ben pek iyi satranç oynamam ki” diye açıklıyor. “Hem yıllar var ki oynamadım.” Chris, “Elizabeth iyi oynadığım söylüyor” diyor. Nate, alçakgönüllülükle, “Kendisi hiç oynamadığı için öyle demiştir” diye karşılık veriyor. Gelgelelim,  Chris   ısrar  ediyor.  “I˙nan,  keyfim   yerine   gelir”   diyor.  “Son  gü nlerde   oldukça keyifsizim.” Bu sö zleri duyar duymaz Nate’in merhameti kabarıyor, direnmeyi bırakıyor. Yukarıya, yatak odasına çıkıp ü stü ne temiz bir tişö rt geçiriyor. Yeniden aşağı indiğinde, bakıyor, Chris bira şişelerinden birini mutfak masasının üzerinde fırıldak gibi döndürüyor.