Kepez Evde Masaj-Bayan Masör Esra
Kepez Evde Masaj-Bayan Masör Esra
Kepez Evde Masaj-Bayan Masör Esra Fransa yozlaşmış fahişelerin idaresi altına girmekten endişe duyarken kral, Deer Park adında bir taşra malikanesine çekilip orada kart bir zampara olarak yaşam sürdü. Burada Madame de Pompadour krala muntazaman genç bakireler servis ediyordu. Bakirelerin çoğu Deer Park’ta yaşarken kendilerine hizmetçiler ve uşaklar tahsis ediliyor, boş zamanlarında şan, dans ve resim dersleri veriliyordu. Onlara, hizmet ettikleri adamın kraliçenin akrabası, Polonyalı bir soylu olduğu söyleniyordu. Buna inanmadığı anlaşılan kızların yaşamı tehlikeye giriyordu.
Sevgilisinin aslına bakarsak kral olduğunu söylemiş bir kız tımarhaneye gönderildi. Şayet bir kız Louis’de geçici bir ilgi uyandırmaktan daha çok heyecan yaratırsa kendisine özel bir ev tahsis ediliyor ve kimi zaman mücevher ve pahalı ziynetlerle ödüllendiriliyordu. (harcamalar libelle’lerin laf edeceği kadar olmasa da Deer Park’ı idare etmek çok masraflıydı.) Görevinden atılmış bir papazın gayrimeşru kızı ve eski bir fahişe olan Madame du Barry, kralın metresi olarak Madame du Pompadour’un yerini alınca libelle’ler kolları sıvadı. Kralı bunamakla, bir fahişeye hizmet etmekle ve ülkenin kaynaklarını boşa tüketmekle kabahatladı. Kim hayal edebilirdi ki, minik bir grup, Eleştirilere kulak asmadan, Ahlaksız, orta malı bir fahişeyi Yepyeni bir yöneticiye dönüştürecek?
Kepez Evde Masaj-Bayan Masör Esra
Kepez Evde Masaj-Bayan Masör Esra Kim düşünebilirdi ki, hiç utanmadan, Louis idareyi bu şekilde bir orospuya teslim edecek Ve Ülke’nin su alan gemisinin batmasına izin verecek? Louis 1774’te çiçek hastalığından öldüğünde naaşının bile Paris’e götürülmesi tehlikeli bulunmuştu, çünkü libelle’ler onu ölümünden sonrasında da rahat bırakmadılar. Bir libelle onun öte dünyaya intikal etmiş ruhunun cenneti arayış öyküsünü anlatıyordu: Louis yolculuğu esnasında (başı kesilmiş) SaintDenis ve Mary Magdalene’ye adres sorunca her ikisi de ona yanlış yönü tanım ediyordu.
Nihayetinde sema kapılarına geldiğindeyse Saint Pierre “akılsız adamlardan ve fahişelerden” öğüt aldığı için onunla dalga geçiyordu. [120] 1750’lerden başlayarak libelle yazarlarının çoğu Londra’yı mesken tutmuştu. İngiltere’nin yabancıların kendi kıyılarına kadar gelip dava açmasına izin vermemesi, Kıta Avrupası’ndaki herhangi birine saldırmayı dört gözle bekleyenler nezdinde İngiltere’yi güvenli bir liman kılıyordu. Şayet Fransız yabancı ajanlar libelle yazarlarını yakalayamıyor yada öldüremiyorsa bu durumda onları susturmanın tek yolu sus hisseı ödemekti.
Son yorumlar