Kepez Masaj Salonu Hizmeti-Esra Hanım
Kepez Masaj Salonu Hizmeti-Esra Hanım
Kepez Masaj Salonu Hizmeti-Esra Hanım Ama ben zayıf bir adamım. Bunu beceremedim. “Liebling, hep aklımdasın. Hâlâ dudaklarını dudaklarımda, tenini tenimde hissedebiliyorum” – mektup aynen böyle başlıyordu.” Yataktan gene su sesi geldi. “Bu sözler bana kamçı şeklinde çarpmıştı ama okumayı sürdürdüm. Bana çok ürkütücü gelmişti çünkü orada yazılı olan her kelimeyi ben de hissedip yazabilirdim. Onu ne kadar sevdiğini söyledikten sonra Prag’daki otel odasında yaptıklarını bilgileriyla hatırlatıyordu.
Beni bu kadar yaralayan sevişmeleri değildi. Lisbeth’in bizim ilişkimiz hakkında ona daha önceden söyledikleriydi. ‘Sevgisiz bir dünyaya ergonomik bir çözüm, ’ diyordu ilişkimize. Kendimi nasıl hissettiğimi anlatamam, Harry. Sevdiğin kadının seni aldatmakla kalmayıp, üstüne üstlük asla sevmemiş olduğunu öğrenmek. Sevilmemiş olmak – başarısız bir yaşamın tarifı değil de nedir, söyler misin bana?” “Bu yanlış, ” dedi Harry. “Yanlış mı?” “her neyse, sen devam et.” Wilhelm hayretle Harry’ye bakıyordu. “Mektuba bir de fotoğrafını koymuştu. Sanırım bunu yapması için Lisbeth ona yalvarmıştı.
Kepez Masaj Salonu Hizmeti-Esra Hanım
Kepez Masaj Salonu Hizmeti-Esra Hanım Onu derhal tanıdım. Prag’ın fahişe ve genelevlerle dolu oldukça karanlık bir bölgesi olan Perlova’da bir kafede tanıştığımız Norveçli bir adamdı. Hepimiz içeri girdiğimizde o barda oturuyordu. Onu hemen farklıymıştim çünkü Boss’un reklamlarında kullandığı olgun ve çekici centilmen tipte mankenlere benziyordu. Şık giyimli ve yaşlı. Ama gözleri öylesine hareketliydi ki insanın karısına daha bir dikkat etmesi gerekiyordu. Bu nedenle de birazcık süre geçtikten sonrasında adamın masamıza gelmiş olarak kendini Norveççe tanıtarak kolye almak isteyip istemediğimizi sorması garibime gitmedi. Teklifini kibarca reddettiysem de o gene de cebinden çıkartıp kolyeyi Lisbeth’e gösterdi. Lisbeth oldukca heyecanlanmıştı ve beş köşeli yıldız şeklindeki elmas kolyeye bayılmış olduğunı söylemişti.
Adama bunun için ne kadar istediğini sormuş oldum ve bana öyle yüksek bir fiyat söyledi ki küfür etse daha iyiydi. Bizi rahat bırakmasını söyledim. Zafer kazanmış gibi bana gülümseyerek bir kağıda başka bir kafenin adresini yazdı; eğer fikrimizi değiştirirsek bir sonraki gün aynı saatte onu burada bulabileceğimizi söyledi. Kağıdı da Lisbeth’e uzatmıştı. Sabahın geri kalanında sinirimin ne kadar bozuk olduğunu hatırlıyorum. Fakat sonra her şeyi unuttum. Lisbeth her şeyi unutturmakta fazlaca ustaydı. Bazen bunu…” Wilhelm parmağını gözünün altına götürdü, “…
Son yorumlar